Kıdem tazminatı ve emekli ikramiyesi arasındaki fark

Makale İçeriği

  • 1) Kamu Görevlisi Kavramı
  • 2) Kamu Görevlisine Emekli İkramiyesi Ödenmesi
  • 3) Devlet Memuriyetinin Emekli İkramiyesine Hak Kazandıracak Şekilde Sona Ermesi (İş Akdinin Kıdem Tazminatına Hak Kazandıracak Şekilde Sona Ermesi)
        •  2) Ahlak ve İyi Niyet Kurallarına Uymayan Haller ve Benzerleri
  • 4)Emekli İkramiyesinin Hukuka Aykırı Bir Şekilde Ödenmemesi Durumunda Başvurulacak Yasal Yollar
    • Memur emekli ikramiyesini hangi kurum öder?
    • Ölen memurun kıdem tazminatı kime ödenir?

1) Kamu Görevlisi Kavramı

Emekli ikramiyesi almaya hak kazanacak kamu görevlisi yani devlet memurunun nasıl belirleneceği, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun madde 4/1-c fıkrasında düzenlenmektedir. Anılan kanun hükmüne göre emekli ikramiyesi alma hakkı olan kamu görevlisi;

  • Özel sektörde işçi olmayıp kamu idarelerinde kadro ve pozisyonlarda sürekli olarak çalışıp ilgili kanunlarında özel sektörde çalışan işçiler gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar,
  • Özel sektörde işçi veya bağımsız çalışan olmayanlardan, sözleşmeli olarak çalışıp ilgili kanunlarında özel sektör işçisi gibi sigortalı olması öngörülmemiş olanlar,
  • 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 86. maddesi uyarınca açıktan vekil atananlar

şeklinde tanımlanmış olup bu kapsamda sigortalı sayılırlar.

Yukarıda anılan kişiler dışında;

  • Kuruluş ve personel kanunları veya diğer kanunlar gereğince seçimle veya atama yoluyla kamu idarelerinde göreve gelenlerden; bu görevleri sebebiyle kendilerine ilgili kanunlarında Devlet memurları gibi emeklilik hakkı tanınmış olanlardan hizmet akdi ile çalışmayanlar,
  • Başbakan, Cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, belediye başkanları, il encümeninin seçimle gelen üyeleri,
  • Kamu görevlisi kapsamında iken, bu kapsamdaki kişilerin kurduğu sendikalar ve konfederasyonları ile sendika şubelerinin başkanlıkları ve yönetim kurullarına seçilenlerden aylıksız izne ayrılanlar,
  • Harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda, Milli Savunma Bakanlığı hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken askerî öğrenci olanlar ile astsubay meslek yüksek okulları ve astsubay naspedilmek üzere temel askerlik eğitimine tâbi tutulan adaylar,
  • Polis Akademisi ile fakülte ve yüksek okullarda, Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken Emniyet Genel Müdürlüğü hesabına okumaya devam eden öğrenciler ile polis nasbedilmek üzere Polis Meslek Eğitim Merkezlerinde polislik eğitimine tabi tutulan adaylar,
  • Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi ile fakülte ve yüksekokullarda Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı nam ve hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı nam ve hesabına okumaya devam edenler ile subay ve astsubay naspedilmek üzere temel askerlik eğitimine tabi tutulan adaylar,

Aynı şekilde kamu görevlisi gibi sigortalı olarak sayılmaktadır.

2) Kamu Görevlisine Emekli İkramiyesi Ödenmesi

Kamu görevlisi hatta daha bilindik ismiyle devlet memurlarına emekli ikramiyesi ödenmesi konusunda hukukumuzda bakılması gereken iki önemli unsur vardır. Bunlardan bir tanesi devlet memurluğunda geçirilen 25 yıllık fiili hizmet süresi diğeri ise geçirilen hizmetin tamamının 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanunu ya da 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanun’dan herhangi birinde geçirilip geçirilmediği, geçirilmemiş ise son çalıştıkları yerde İş Kanunu’nun 14. maddesine göre iş akitlerinin kıdem tazminatı almaya hak kazanacak şekilde sona erip ermediğidir.

5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nun İkramiye başlıklı 89. maddesine göre;

(1) Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4’üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarın bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir.

(2) Birinci fıkra kapsamına girmemekle birlikte, bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamında hizmeti bulunanlardan mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden emeklilik, yaşlılık ya da malullük aylığı bağlananlara ise; bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerine tabi olarak bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda geçen çalışmalarının, 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak sona ermiş olması şartıyla emekli ikramiyesi ödenir

Yukarıda yer alan kanun maddesine göre, devlet memuru, hizmetlerinin tamamını 5434 sayılı Kanun’a ve 5510 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesi kapsamına göre geçirmiş olup emekliye ayrılması durumunda hizmet süresini tamamlaması koşulu dışında herhangi bir koşul bulunmadan emekli ikramiyesine hak kazanmaktadır.

Bunun tam aksi şekilde hizmet süresinin tamamını 5434 sayılı Kanuna ve 5510 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesi kapsamına göre geçirmiş olmayıp öncelikle emekli sandığına tabi bir görevde bulunup sonra bu görevde 25 yılını doldurmadan ayrılarak kamu idareleri dışında bir hizmete tabi çalışarak bu hizmet sürelerinin birleştirilmesiyle emekli ikramiyesine hak kazanan sigortalılar için, yalnızca hizmet sürelerini tamamlamaları yetmemekte kanun tarafından başka koşulların da yerine getirilmesi beklenmektedir.

Yukarıda bahsi geçen kanunun 2. fıkrasından da görüldüğü üzere hizmet birleştirmesi yapan devlet memurlarının emekli ikramiyesine hak kazanabilmeleri için devlet dairelerinde geçen çalışma süresinin kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak sona ermiş olması gerekmektedir.

Kıdem tazminatına hak kazanılabilmesi için iş akdinin İş Kanunu’nun 14. maddesinde sayılı hallerden biri nedeniyle sona ermesi gerekmektedir.

3) Devlet Memuriyetinin Emekli İkramiyesine Hak Kazandıracak Şekilde Sona Ermesi (İş Akdinin Kıdem Tazminatına Hak Kazandıracak Şekilde Sona Ermesi)

25 yıllık fiili hizmet süresinin tamamını kamu idarelerinde doldurmadan hizmet birleştirmesi yapmak suretiyle emekli olan devlet memurlarına hangi koşullarda emekli ikramiyesi ödeneceğini belirlemek için mevzuatın yaptığı atıfla İş Kanunu’nu incelemek gerekmektedir:

A) İş Kanunu 25/2 Dışında Fesih Halleri

İş akdinin işveren tarafından sona erdirilmesi durumunda bir yıllık kıdemini tamamlayan bir işçinin kıdem tazminatı hakkından yoksun kaldığı tek durum İş Kanunu’nun “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” başlıklı 25. maddesinin 2. bendinde yer almaktadır. Bu maddede yer alan hallerin varlığı neticesinde, işveren tarafından sona erdirilen iş akdi nedeniyle işçi kıdem tazminatına hak kazanamayacaktır.

Buna göre İş Kanunu’nun 25. maddesinin 2. bendinde belirtilen haller şu şekildedir:

  1. İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması.
  2. İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması.
  3. İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.
  4. İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması.
  5. İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.
  6. İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi.
  7. İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.
  8. İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi.
  9. İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması

Yani hizmet süresinin tamamını 5434 sayılı Kanun’a ve 5510 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesi kapsamına göre geçirmeyip hizmet birleştirmesi yapan devlet memurunun çalışması yukarıda sayılan hallerin varlığı halinde sona erdirilmişse emekli ikramiyesine hak kazanamayacaktır.

B) Haklı Nedenlerle Fesih Hakkı

İş Kanunu’nun birinci fıkrasına göre işçi iş akdini, İş Kanunu madde 24’te belirtilen haklı nedenlerle feshederse kıdem tazminatına hak kazanabilecektir. Söz konusu madde hükmüne göre işçi aşağıda yazılan sağlık nedenleri, işverenin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışları veya zorlayıcı nedenlere dayanarak iş akdini sona erdirdiğinde aynı şekilde kıdem tazminatına hak kazanabilecektir. Aynı şekilde devlet memuru da bu nedenlerle işten ayrıldıysa emekli ikramiyesine hak kazanacaktır.

1) Sağlık Sebepleri

  1. İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa.
  2. İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa.
 2) Ahlak ve İyi Niyet Kurallarına Uymayan Haller ve Benzerleri
  1. İşveren iş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri hakkında yanlış vasıflar veya şartlar göstermek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler vermek veya sözler söylemek suretiyle işçiyi yanıltırsa.
  2. İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söyler, davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel tacizde bulunursa.
  3. İşveren işçiye veya ailesi üyelerinden birine karşı sataşmada bulunur veya gözdağı verirse, yahut işçiyi veya ailesi üyelerinden birini kanuna karşı davranışa özendirir, kışkırtır, sürükler, yahut işçiye ve ailesi üyelerinden birine karşı hapsi gerektiren bir suç işlerse yahut işçi hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnad veya ithamlarda bulunursa.
  4. İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından işyerinde cinsel tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmazsa.
  5. İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse,
  6. Ücretin parça başına veya iş tutarı üzerinden ödenmesi kararlaştırılıp da işveren tarafından işçiye yapabileceği sayı ve tutardan az iş verildiği hallerde, aradaki ücret farkı zaman esasına göre ödenerek işçinin eksik aldığı ücret karşılanmazsa yahut çalışma şartları uygulanmazsa.

 3. Zorlayıcı sebepler

İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa.

Yukarıda sayılan haller dışında devlet memuru istifa ederse emekli ikramiyesine hak kazanamayacaktır. Devlet memurunun İş Kanunu madde 17’ye göre iş akdini sona erdirmesi hallerine istisna olarak memurun askerlik hizmetine gitmesi, yaşlılık aylığından yararlanmak için istifası ve kadının evlenmesi nedeniyle iş akdine son vermesi oluşturmaktadır. Bu hallerde devlet memuru diğer koşulları sağladığı surece emekli ikramiyesine hak kazanabilecektir.

C) Devlet Memurunun Vefatı Halinde Fesih

İşçinin ölümü ile birlikte işveren ve kendi arasında yapılan iş akdi kendiliğinden sona ermesinden dolayı, İş Kanunu madde 14 uyarınca işveren bir yılını doldurmuş olan işçinin kıdem tazminatını ödemekle yükümlüdür. Bu nedenledir ki vefat etmiş olan devlet memurlarının çalışmaları ölüm ile sona erdiğinden, yukarıda sayılan tüm koşulları da sağlamaktaysa emekli ikramiyesine hak kazanır. Bu ikramiye ölen devlet memurunun mirasçılarına ödenir.

Sonuç olarak, hizmetlerinin tamamı 5434 sayılı Kanun’a veya 5510 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesi kapsamında geçenlere, başka bir deyişle hizmet birleştirmesi yapmaksızın emekliye ayrılanlara 5434 sayılı Kanun’un 89. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, herhangi bir şart aranmaksızın emekli ikramiyesi ödenmesi; buna karşılık hizmet birleştirmesi yapmak suretiyle emekli olabileceklere ise, kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak işten ayrılmaları halinde emekli ikramiyesi ödenmesi gerekmektedir.

4)Emekli İkramiyesinin Hukuka Aykırı Bir Şekilde Ödenmemesi Durumunda Başvurulacak Yasal Yollar

Devlet memurlarına ikramiye ödenmesine ilişkin yukarıda sayılan hallerin dışına çıkılarak kanuna aykırı bir şekilde hak edilen emekli ikramiyesinin ödenmemesi halinde, Anayasanın 125. Maddesinde yer alan “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür” hükmü uyarınca, idare yapmış olduğu tüm hukuka aykırı işlemlerden sorumlu olmakta, kişinin yoksun kaldığı parasal tutarı faiziyle birlikte ödemek durumundadır.

1. İdareye Başvuru Yolu:

Emekli ikramiyesinin haksız bir şekilde ödenmemesi durumunda ilk akla ekle gelen yargı yoluna başvurmak olsa da öncelikle, emekli ikramiyesinin ödenmemesi kararını veren idare kurumuna başvurmak daha hızlı sonuçlar verebilmektedir. İYUK madde 11’de düzenlenen bu genel başvuru yolu genel olarak idari işlemlere karşı idari dava açma süresi içinde ihtiyari olarak yapılabilen; idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasını içeren bir başvurudur. Bu başvuru üst makama, üst makamın yokluğu halinde işlemi yapan makama yöneltilmektedir.

İdari başvuru yolunun en önemli özelliği başvuru yapılmasından itibaren dava açma süresini durdurmasıdır. Ancak her hâlükârda başvurunun üzerinden 60 gün geçmesi ile dava açma süresi işlemeye devam edecektir.

İdareye yapılan başvuruya 30 gün içinde cevap verilmezse, başvuru reddedilmiş sayılmaktadır.

İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.

Haksız ve hukuka aykırı kararı veren idareye başvurunun ardından olumsuz cevap alınması veya 30 gün içinde cevap vermemesi üzerine gidilecek ikinci yasal yolumuz, idare tarafından verilen kararın iptali için “iptal davası” açmaktır.

2. İptal Davası:

İptal davası, idari işlemlerin yetki, sebep, şekil, konu ve amaç yönlerinden birisi ile hukuka aykırılığa uğrayarak menfaatleri ihlal edilen kişiler tarafından açılan bir dava türüdür.

İptali istenen işlemin niteliğine göre iptal davalarına bakmakla görevli mahkemeler değişmektedir. Bu yazımızın konusu nedeniyle emekli ikramiyesini hukuka aykırı olarak alamayan devlet memurları bakımından görevli mahkeme idare mahkemeleridir.

Görevli mahkemeler olan idare mahkemelerinde dava açmak isteyen kişiler, hukuka aykırı işlemin kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren 60 gün içerisinde iptal davalarını açmalılardır. İptal davası açma süresi olan 60 günlük süre hak düşürücü bir süre olup, bu sürenin geçirilmesi ile kişiler dava açma haklarını kaybetmektedir. 60 günlük sürenin geçirilmesinin ardından dava açılsa dahi hâkim sürelere re’sen dikkat ederek, davayı reddetmektedir.

İdari işleme karşı iptal davasından önce üst makamlara başvuru yapılmış olmasından bahisle, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlayarak başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılacaktır. Bir örnekle anlatmak gerekirse;

Örneğin, Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu’nun yaptığı bir idari işlem 01.01.2020 tarihinde kişiye tebliğ edilmesi üzerine, işleme karşı üst makama 15.01.2020 tarihinde başvuran kişinin başvurusu üst makam tarafından 15.03.2020 tarihinde reddedilmiş olsun. Bu halde üst makamın red tarihinden itibaren 60 günden kalan dava açma süresi işlemeye devam edecektir. Yani işlemin tebliğ tarihinden, başvuru tarihine kadar olan 14 günlük süre, 60 günlük dava açma süresinden düşürülür; geriye kalan 46 günlük dava açma süresi 15.03.2020 tarihinden itibaren işlemeye başlar.

Kanuni süresi içinde iptal davasını açmak isteyen devlet memurları İYUK madde 32 “Bu Kanunda veya özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması halinde, yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idari işlemi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir.” hükmü uyarında hukuka aykırı bir şekilde emekli ikramiyesini vermeme kararı alan idare merciinin bulunduğu yerdeki idare mahkemelerinde iptal davalarını açabileceklerdir. Ayrıntılı bilgi için Tahancı Hukuk Bürosu Avukatlarımızla iletişime geçebilirsiniz.

Memur emekli ikramiyesini hangi kurum öder?

Memurların emeklilik ikramiyesi Sosyal Güvenlik Kurumu yani SGK tarafından ödenmektedir.

Ölen memurun kıdem tazminatı kime ödenir?

Memurun ölmesi halinde emeklilik ikramiyesi hak sahiplerine ödenmektedir.

1 yıl kıdem tazminatı ne kadar?

2020 yılının ilk yarısına göre işçilere ödenecek kıdem tazminatının yıllık tavanı 6.730,15 TL olarak belirlenmiştir. Yani bir yıl kıdem süresi bulunan bir işçiye 2020 yılının ilk yarsında ödenecek tazminat 6.730,15 TL yi geçemeyecektir.

Emekli olursam ne kadar ikramiye alırım?

Bu bilgiye göre emeklilik ikramiyesi brüt toplam aylık tutarın her tam hizmet yılı toplamına çarpılmasıyla hesaplanmaktadır. Örneğin bir kişinin 25 hizmet yılının olduğunu düşünelim. Emekli aylığının da 1000 TL olduğunu düşünürsek emekli ikramiyesi bu bilgilere göre 25 x 1000 olacaktır.

Emekli ikramiyesi ne demek?

Emekli ikramiyesi, uzun çalışma hayatının sonunda kamu görevlilerine ödenen toplu paradır. Pek çok memur, doğal olarak, emekliliğe yaklaşırken bu toplu ödeme üzerine planlar yapmaya başlar. Mevzuattaki şartlar sağlandığı taktirde ikramiyenin alınması basit bir rutin işlemden ibarettir.

Emekli ikramiyesi en fazla kaç yıl üzerinden hesaplanır?

Bu karar 07.01.2015 tarihli ve 29229 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Bu karar doğrultusunda, Anayasa Mahkemesi`nin ilgili kararından sonra emekli olan memurların 30 yıldan fazla olan çalışmaları karşılığı da hesaplanmakta ve SGK tarafından ödenmektedir.