Tarlusal kullandıktan sonra ay adet düzene girer mı

Adet kanamasının normalden fazla olması, uzun sürmesi, seyrek olan kanamalar, sık olan kanamalar ya da lekelenme tarzında ara kanamaların olması adet düzensizlikleri olarak adlandırılmaktadır.

Tarlusal kullandıktan sonra ay adet düzene girer mı

Adet kanamasının normalden fazla olması, uzun sürmesi, seyrek olan kanamalar, sık olan kanamalar ya da lekelenme tarzında ara kanamaların olması adet düzensizlikleri olarak adlandırılmaktadır. Dengeli bir adet döngüsü kadınların üreme sağlığı açısından çok önemlidir. Fizyolojik ve patolojik olarak vücutta meydana gelen değişiklikleri gösterir. Adet kanamasının 1.günü mensturel siklus’un başlangıcıdır. Bu dönem yaklaşık olarak 28 gün sürer. İlk adet kanamasından sonraki 12-18 aylık süreçte, adetlerin düzensiz olması normal kabul edilir. Normal bir adet döngüsü 21 ila 35 gün arasındadır. Adet düzensizliği kadınlarda 21 günden daha kısa olan ya da 35 günden daha uzun süren sikluslar ile değerlendirilmektedir. Özellikle genital sistem başta olmak üzere, vücuttaki bütün organizmayı etkileyen periyodik değişimler mensturel siklus olarak tanımlanır. Kanama süresi 2-7 gün olması normaldir. Ortalama kan kaybı ise, bir adet döneminde 35-40 ml civarı kadardır.

Adet düzensizliğinin en yaygın sebepleri ise şunlardır:

  • Hormonal ilaç kullanmak,
  • Doğum kontrol hapları veya iğneleri,
  • Polikistik over sendromu,
  • Menopoz veya menopoza yakın yaşlar,
  • Spiral veya hormonlu spiral uygulanması,
  • Tiroid hormon bozuklukları (guatr),
  • Rahimde miyom veya polip benzeri oluşumlar,
  • Emzirmek, lohusalık dönemi,
  • Stres,
  • Yoğun egzersiz,
  • Kilo kaybı veya aşırı kilo almak (obezite),
  • Yetersiz beslenme,
  • Büyük ameliyatlardan sonra stres yaşanması,
  • Akut ve kronik rahatsızlıklar.

Bu faktörlerin herhangi birinde oluşacak sorunda adet düzensizliği yaşanır. Özellikle, adet gecikmelerinin en muhtemel nedeni hamileliktir. Düzenli bir cinsel yaşamı olup, etkin bir korunma yöntemi kullanmayan kadınlarda daha fazla görülür. Diğer bir sebep herhangi bir şekilde yumurtlama olmamasıdır. Bir diğeri ise, düzenli olarak adet gören bir kadının stresten ya da günlük yaşantılarıyla ilgili oluşan beklenmedik değişiklikler veya mevsimlerin etkisini sebepler arasında sayabiliriz. Adet gecikmesinin yılda 1 ila 2 defa gecikmesi normal olarak kabul edilir. Fakat adet gecikmeleri uzun süre devam ederse kadınlarda hormon düzeylerine mutlaka bakılmalı ve uzman bir doktor tarafından değerlendirilmelidir. Büyük ameliyatlar hastada hem psikolojik olarak hem hormonal olarak stres durumu yaratır, bu sebeple, ameliyattan sonraki ilk aylarda adet gecikmesi veya adet düzensizliği de çok sık görülür. Kadınların hamilelikten korunmak amacıyla doğum kontrol hapı kullanması, ayrıca, aylık veya üç aylık yapılan korunma iğneleri ya da kolunuza uygulanan hormon çubuklarının içinde yer alan hormonların yan etkileri de adet gecikmesine sebep olabilir.

Adet Düzensizliğinin Nedenleri

Oligomenore: 35 günden daha uzun süren düzensiz kanamaların yaşadığı bir durum olup, en yaygın sebepleri arasında hormonal dengesizlik problemleri mevcuttur. Östrojen ve progesteron gibi dişi üreme sistemini kontrol eden hormonlar vücuttaki doğru miktarlarda bulunmayabilir. Belirtilerinde; şiddetli kanama, ağrı ve rahatsızlık, menstrüel sikluslar arasında ağırlık hissi ve infertilite gibi diğer belirtiler görülmektedir. Oligomenore tedavisi, kadının hormon seviyelerini dengelemeye yardımcı olacak şekilde oral ilaç alımını içerir. Oligomenore tedavisi için kullanılan doğum kontrol hapları, kadının üreme sisteminin işleyişini kontrol etmeye yardımcı olmak için sentetik hormonlar içermektedir. Bu doğum kontrol hapları tamamlandıktan sonra adet döngüsünün normale dönmesi mümkün hale gelmektedir.

Polimenore: 21 günden daha az aralıklarla oluşan düzensiz kanamalardır. Sık adet gören bayanlarda en çok görülen nedenler arasında yer alır. Bu nedenlere çeşitli koşullar sebep olabilir. Hormonal dengesizlik, miyom, polip, hormonal bozukluklar, hipertroidi ve stres gibi faktörleri sayabiliriz. Tedavisinde altta yatan hastalığın ortaya çıkartılarak düzeltilmesi gerekir. Ayrıca, sağlıklı bir yaşam sürdürmek, stresten uzak durmak, yağlı gıdalardan kaçınmak ve doğum kontrol haplarını istenildiği şekilde düzenli olarak kullanmak tedavide istenilen aşamalardır.

Menoraji: Adet kanamasının süresinin uzamasıdır. Genelde, menopoz öncesi dönemde görülmektedir. Kadınların çok sık ped kirletmesi ya da gece kalkıp ped değiştirmeye sebep olan ve 7 günden fazla süren, ayrıca, büyük kan pıhtıları içeren, yaşam kalitesini düşüren, kansızlık belirtilerine sebep olan (yorgunluk, nefes darlığı) bu adet kanamalarını menoraji olarak değerlendirebiliriz. Nedenleri arasında; östrojen ve progesteron dengesizliği, yumurtlamanın olmaması, myomlar, polipler, spiral kullanımı, dış gebelik, kanser, pıhtılaşma bozuklukları, bazı ilaçlar, tiroit problemleri, karaciğer ve böbrek hastalıkları ya da rahim içinde oluşan enfeksiyonlar olarak sıralayabiliriz. Kişilerde bu aşırı kanamalar neticesinde, kramplar ya da ciddi kansızlıklar oluşabilir. Özellikle, bu adet döngüsünde aspirinden kaçınmakta gerekir. Teşhis koyabilmek adına, kan sayımı, tiroid fonksiyonları, pıhtılaşma testleri, pap smear, ultrason gibi tetkikler yapılabilir. Tedavide demir desteği, bazı ağrı kesiciler, doğum kontrol hapları, progesteron desteği, hormon salgılayan spiraller kullanılmaktadır. Ancak, yine kontrol altına alınamıyorsa kürtaj veya çeşitli yöntemlerle rahim üst katmanının ortadan kaldırılması ya da rahimin tamamen alınması gerekebilir.

Hipomenore: Bu adet döneminde kanama miktarının az olmasıdır. Nedenlerin başında kadının yaşının ilerlemesi doğum kontrol hapı kullanılması gelmektedir. Bunun dışında kürtaj sonrası oluşan komplikasyonlar neticesinde rahim içindeki yapışıklıklar, adet döneminde kanamaları azaltan etkenlerden biridir diyebiliriz. Ayrıca, düzenli cinsel yaşamı olan kadınların az miktarda olan adet kanamalarında akla ilk önce hamilelik gelmelidir.

Hipermenore: Adet kanamasının miktar olarak fazla olması fakat süresinin normal olmasıdır. Bu kanamaların en önemli sebebi rahim kaslarında myom olması ya da adenomyozis denilen rahim kaslarındaki kasılma işlevinin bozulması durumudur. Spiral kullanımı da adet kanamalarının süresini uzatır ve miktarını arttırır. Aylık ve 3 aylık iğneler veya korunma çubukları da adet kanamalarını arttıran diğer sebeplerdir. Polikistik overde de adet kanamaları yumurtlama bozukluğu nedeni ile adet gecikmeleri sonrasında aşırı kanama olabilmektedir. Rahim içinde oluşan enfeksiyonlar endometrit denilen durumda da adet kanamalarını uzatır ve miktarını arttırır. Kanama, pıhtılaşma bozukluğu gibi durumlarda da adet kanama miktarı artmaktadır.

Menometroraji: Bunlar düzensiz aralıklarla kadın üreme organlarında meydana gelen bol miktardaki kanamalardır. Adet kanamasıyla birlikte başlayan kanama daha da uzayarak iki adet arasındaki dönemde de sürmektedir. Böyle bir durum, dölyatağı ve öteki üreme organlarındaki bir hastalığa bağlı olabilir ya da adeti düzenleyen hormon dengesinin bozulmasıyla da ortaya çıkabilir.

Ovulasyon Kanaması: Bu iki adet kanaması ortasında oluşan hafif kanamalardır. Kadınlar yumurtladıklarında, lekelenme tarzında, pembemsi renkte hafif kan akışı yaşayabilirler. Ovulasyon sırasında lekelenmenin çeşitli nedenleri vardır. Örneğin, yumurtalık folikülü yüzeyinin zayıflamasına neden olan hormonlardaki değişimlerdir. Yumurtlamakta olduğunuzda östrojen seviyesi oldukça yüksek olur ve kanama bu durumdan kaynaklanabilir. Genellikle, yaklaşık 20 follikül vücut tarafından üretilir ve bunların hepsinde yalnızca bir tanesinin belirli bir zamanda olgunluğa erişmesiyle gereken yumurta bulunur. Folikül olgunlaşıp patladığında, hafif derecede ağrılara ve hafif kanamalara sebep olabilir. Lekelenme yaşadığınızın sebebini belirlemek için histeroskopi veya ultrason uygulanması doktorunuz tarafından size önerilebilir. Bu durum kişiden kişiye de farklılık gösterebilir. Diğer taraftan, yumurtlama kanamaları yalnızca bir döngüde bir kez oluşur ve birkaç gün süremez. Bu yüzden, kanamalara ovülasyon yerine başka bir sorunun sebep olabileceği durumlarda yaşanabilir. Ciddi ve uzun kanamalarda, sık devam eden ağrılarınızda, size fikir verebilecek daha ileri testler için uzman bir doktora danışmanızda her zaman fayda vardır.

Premenstürel Kanama: Menstrüel kanama öncesinde oluşan hafif kanamalardır. Genellikle, adet kanaması yaklaşırken kadınların %75'inde değişen hormon düzeylerine bağlı olarak bazı şikayetler ortaya çıkabilir.  Kadınların yarısında yakınmalar hafiftir ve bu durum kişilerin günlük yaşantısını pek etkilemez. Premenstürel kanamayı yaratan bir diğer neden stress hormonlarıdır. Bu hormonların fazlalığı şikayetlerin daha yoğun yaşanmasına sebep olabilir ve depresyon da dahil olmak üzere çok daha ciddi şikayetler meydana getirebilir.  Premenstrüel şikayetler fizyolojik ya da psikolojik olabilir ve kişilerin sosyal yaşamını olumsuz etkiler, bu durum her ay görülen yakınmalarla kadının kendine olan güveninin yitirmesine  sebebiyet verebilir. Kadınların çoğunun öyküsünde, memelerde hassasiyet ve hafif geçici kilo kaybı vardır. Diğer belirtilerinde ise, sindirim sitemi bozuklukları, baş ağrısı, döküntüler, kas ve eklem ağrıları, halsizlik, diş eti kanamaları, çarpıntı, denge bozuklukları, sıcak basmaları, ses ve kokulara karşı hassasiyet, ajitasyon, uykusuzluk sayabiliriz. PMS nedeni tam olarak bilinmediği için tedavisi de kesin değildir. Tedaviler genellikle, şikayete yönelik olup, ancak antidepresanlar, B6 vitamini, Kalsiyum ve magnezyum, bazı hormonal ilaçlar, anksiyete gibi psikiyatrik ilaçlar, idrar söktürücüler, erkeklik hormonları ve bitkisel ilaçlar da tedavide başvurulan yöntemler arasındadır. Ayrıca, adet öncesi dönemde taze meyve ve sebze tüketilmesi, kırmızı et ve donmuş yağlardan uzak durulması, içinde katkı maddesi içeren besinlerin tüketilmemesi bazen yararlı olabilmektedir. Aynı şekilde, egzersiz ve sıvı dengesinin ayarlanması, tuz, kafein ve alkol tüketiminin azaltılması da bu tedavide faydalı olabilmektedir. Ancak sayılan bu yöntemlerinde premenstürel kanamada kesinleşmiş bir faydası yoktur.

Spotting: Bunlar lekelenme şeklinde oluşan kanamalardır. Genellikle rahim içi araç ya da hormonal bozukluğa bağlı olarak oluşmaktadır. Anormal kanama jinekolojik komplikasyonlar veya diğer tıbbi sorunları işaret edebilir ve nedenini belirlemek için bir jinekoloğa başvurulmalıdır.

Jüvenil Kanama: Genç kızların ergenlik dönemindeki jinekolojik sorunlar yetişkin dönemde görülen sorunlarla benzerlik gösterebilir. Gelişme çağındaki bu anormal ve fazla miktarda olan kanamalara jüvenil kanama denir. Hormon bozukluğuna bağlı olabileceği gibi, hormonların düzensiz çalışmasına da bağlı olabilir. Genellikle, yumurtalıklarda yumurta oluşumu olmaz veya düzensiz yumurtlama vardır. Bunun nedeni progesteron hormonundaki salgılanmadır. Yoğun şekilde oluşan kanamalar bazen birkaç hafta sürebilir. Tedavinin yapılabilmesi için vücuttaki eksik hormonun yerine konmasıyla gerçekleşir. Bu yüzden fazla miktardaki kanamalarda en etkili olan doğum kontrol haplarıdır.  

Adet Düzensizliğinin Tedavisi: Tedavide adet düzensizliğine neden olan sebebin ortaya çıkarılması için öncelikli olarak kadına jinekolojik muayene, tahlil ve tetkikler yapılarak adet düzensizliğine sebep olan etken belirlenmelidir. Çünkü, rahim içinde ya da rahim ağzında olan miyomlar, polipler, yumurtalık kistleri gibi etkenler tetkiklerin sonucunda tespit edilebilmektedir. Adet düzensizliğine neden olan bu etkenler yok edildiğinde adet kanamaları kendiliğinden düzene girmektedir. Diğer sebep olan nedenlere de, ilaç tedavisi ya da cerrahi operasyonlar uygulanır. Adet düzensizliğinin belirlenmesi için kadınların ergenlik döneminden itibaren adet düzenini takip etmesi gerekir ve bu durum adet düzensizliğinin erken dönemde tedavi edilmesine olanak sağlar. Ayrıca, yumurtlama kendiliğinden düzelme gösterse de bu sorunu yaşayan özellikle, genç kızların, ileride polikistik over sendromu ve doğurganlık sorunu yaşama olasılığının yüksek olması sebebiyle yakından takip edilmesi gerekmektedir.

Menopoza Döneminde Adet Düzensizliği: Kadınlar doğurganlık döneminde adet sikluslarının her ay düzenli yumurtlama olması nedeniyle düzenli bir şekilde görürler. Ancak, menopoz dönemine yaklaştıklarında, yumurtalıkların içindeki yumurta hücrelerinin sayısında ve kalitesinde azalma söz konusu olur. Bu yüzden, yumurta kalitesinin düşük olmasıyla üretilen progesteron hormonu seviyesinin yeterli düzeyde olmadığı görülür. İşte bu etkenler sonucunda, kadınlarda adet düzensizliği olarak karşımıza çıkar. Menopozdönemindeki kadınların adet kanamaları gecikir ve adetin gecikmesiyle birlikte, adet görememe olabilir, adetler zamanla seyrekleşebilir. Ya da hiç beklenmedik şekilde adet kanaması görülebilir veya kanamasının süresi uzayarak miktarı artabilir. Menopoz döneminde görülen adet düzensizlikleri organik bir nedene bağlı olabilir. Bu nedenle, menopoz dönemindeki kadınların muhakkak ultrasonla jinekolojik muayenelerini, tahlil ve tetkiklerini 6 ayda bir düzenli olarak yaptırmalı gerekmektedir.

Tarlusal ile adet düzene girer mi?

Tarlusal gibi yaygın kullanılan adet söktürücü ilaçlarda genellikle kullanıma başlandıktan sonra 10-12 gün içerisinde adet kanaması gerçekleşir.

Tarlusal sonrası adet ne zaman olunur?

Adet söktürücü ilaçlar genellikle 5-6 gün kullanılır ve ilacı bıraktıktan sonra 3-7 gün içinde adet kanaması başlar. Ancak bu süre bazı kadınlarda 10 güne uzayabilir.

Tarlusal hormonları bozar mi?

ilaç aşırı östrojen hormonu verdiğinden kadınlarda psikolojik olarak olumsuz etki gösterebilmektedir. son derece ağır ve etkili bir ilaçtır.